İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde, sadece 10 metrekarelik bir alana sıkışmış bir dükkan, tarihin derinliklerine açılan bir kapı niteliği taşıyor. Dükkanın kapısını açtığınız an, saatlerin tıkırtıları arasında kaybolmuş bir geçmişe doğru yolculuğa çıkıyorsunuz. Usta saat tamircisi Ali Bey, yıldızlarla dolu bir gökyüzünü andıran tarihi saatlerle dolu bu mekanda, her bir saat için farklı bir öykü sunuyor. Bu küçük ama büyülü dünyada, saatlerin sadece işlevsel değil, aynı zamanda duygusal değerleri de var.
Ali Bey’in yıllar süren ustalığı, onu sadece bir saat tamircisi olarak değil, aynı zamanda bir tarihçi haline de getiriyor. Dükkanında Saksı Saatlerden, Londra Saat Kulesi’ne kadar birbirinden ilginç mekanizmalara sahip saatler yer alıyor. Her bir saat, insanlar tarafından zamanın geçişini kaydetmek için yaratılan bir anlatımdır. Ali Bey, insanların anılarını, yaşadıklarını ve hayatlarının döngülerini saatlerle belgeleyerek, bu nostaljik yolculuğa çıkmalarını sağlıyor. Çok sayıda saat, bazen sadece gidip gelen zamanın değil, o zamanın insanlarının ruhlarının da yansımasıdır.
Ali Bey’in dükkanına gelenler, bir saat tamir etmek için randevu almak zorundalar. Çünkü her saat, kendine özgü bir dönüşüm süreci gerektirmektedir. Usta tamirci, her ne kadar 10 metrekarelik bir alanda çalışsa da, bilgisinin ve deneyiminin sunduğu zenginlik; ona dünyaca ünlü saat markalarının parçalarını yaratma yeteneğini kazandırıyor. Müşterileriyle olan ilişkisi de bir hayli özel; her saat tamir edildiğinde, kişinin hatıralarını, yaşanmışlıklarını ve bazen de kayıplarını yad edebiliyor. Ali Bey için her saat, sadece bir parça mekanizma değil, aynı zamanda insan ruhunun yansımasıdır.
Ahşap raflarda yer alan saatler, ağırlıklı olarak aile mirası olarak gözler önüne serilirken, Ali Bey onları onarıp tekrar hayat veriyor. Kendi ürettiği parçalar ile gerçekleştirdiği tamiratlar, saatlerin tekrar tıkırdamasına zemin hazırlıyor. Hatta pek çok müşteri, bu duygusal bağlılık yüzünden saatlerini asla satmayı düşünmüyor ve dükkanın kapısından içeri adım attıklarında birer hatıra bırakıyorlar. Her saat, tamir sürecinden sonra, bir zaman makinesi gibi geçmiş ile geleceği birbirine bağlıyor.
Ali Bey’in ustalığı sadece mekanik bilgi ile sınırlı değil; duygusal zekası, insan ilişkilerini güçlendiren bir unsur olarak öne çıkıyor. Dükkanında her gün düzenli olarak gelen müşterileri, sadece saatlerini tamir ettirmek için değil, ona hayatlarından kesitler aktarmak için de geliyorlar. Bu şekilde, dükkan, sadece bir saat tamir yeri değil, aynı zamanda insanların anılarına sahip çıktıkları bir uğrak noktası haline geliyor.
Son yıllarda dijital saatlerin giderek yaygınlaşması, geleneksel mekanizmalara sahip saatlerin önemini artıyor. Ali Bey, bu anlamda eski saatlerin ve onların geçmişe bakan hikayelerinin çok değerli olduğunu düşünüyor. Her ne kadar teknoloji hızlı bir şekilde ilerlese de, insanların nostaljik duyguları ve anılarını yaşatmanın her zaman bir yolu olmuştur ve büyük ihtimalle bu, insanların zamana bakış açılarını değiştirebilen bir unsur olacaktır.
Ali Bey'in 10 metrekarelik dükkanında çalışan bir saat tamircisi olarak, sadece mesleğini değil, aynı zamanda tarihin bir parçasını yaşatıyor. İleriye dönük hedefi, bu değerli geleneği daha fazla insana ulaştırmak ve genç ustaları bu sanatı öğrenmeye teşvik etmek. Geçmiş ile geleceği buluşturan bu hikaye, yalnızca saatleri değil, insanları da bir araya getiriyor. Ali Bey’in dükkanında geçen her gün, geçmişin değerini anımsatan bir dersten çok daha fazlası. Burada her saat, zamanın bir parçası olarak hayat buluyor.