Diplomatik ilişkilerin başlamasının üzerinden tam 105 yıl geçmişken, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin dinamikleri yeniden gözden geçirdi. Her iki ülke, geçmişten gelen tarihi bağların yanı sıra günümüzdeki stratejik ortaklıklarıyla da dikkat çekiyor. Özellikle Karadeniz bölgesindeki jeopolitik dengeleri belirleyen bu ilişkiler, bölge istikrarına nasıl katkıda bulunuyor? İşte bu sorulara yanıt ararken, geçmişten günümüze gelinen süreci ve gelecekte atılacak adımları inceleyeceğiz.
Rusya ve Türkiye'nin ilişkileri, yüzyıllar boyunca düşmanlık ve işbirliği dönemleri içerisinde dalgalanmıştır. 1917'deki Ekim Devrimi sonrası iki ülke arasında mesafeler açılmış, ancak zamanla karşılıklı çıkarlar doğrultusunda yakınlaşma yaşanmıştır. Özellikle Soğuk Savaş dönemi sonrası, iki ülkenin birbirine olan bağı, enerji, ticaret ve askeri işbirliği gibi alanlarda ivme kazanmıştır.
Günümüzde Rusya ve Türkiye ilişkileri, Suriye, Libya ve enerji alanlarında karşılıklı pozisyon almalarıyla da çeşitlenmektedir. Bu denge sayesinde ortaya çıkan işbirlikleri, hem ekonomik hem de siyasi alanda önemli yapılara dönüşmüştür. Örneğin, Türk Akımı doğalgaz boru hattı gibi projeler, Türkiye'nin enerji güvenliğini artırırken, Rusya'nın da Avrupa’ya ulaşımını kolaylaştırmaktadır.
105’inci yılını kutlayan diplomatik ilişkiler, gelecekte bir dizi fırsatlar ve zorluklar barındırıyor. Tüm dünyada süregelen kriz ve jeopolitik değişimler, Türkiye ve Rusya'nın stratejik ortaklıklarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Her iki ülkenin de enerji koridoru olarak güçlü bir konumda yer almasi, bu ilişkilerin daha da derinleşmesine ve çeşitlenmesine olanak tanıyor.
Özellikle askeri işbirlikleri, Türkiye'nin yerli savunma sanayii üretimi ve Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemleri gibi anlaşmalar, tarafların stratejik hedeflerini şekillendirmektedir. Bu işbirlikleri, zaman zaman uluslararası standartlar karşısında tartışmalara yol açsa da, her iki ülke yönetimi ile karşılıklı anlayış içerisinde çözülmeye çalışılmaktadır.
Ayrıca, uluslararası platformlarda karşılıklı destek ve işbirliği, iki ülkenin siyasi ilişkilerini güçlendirmekte ve bölgesel barış koruma çabalarına katkı sağlamaktadır. Birçok uluslararası konuda, Rusya ve Türkiye’nin farklı bakış açılarına sahip olmasına rağmen, iki ülkenin de ortak çıkarları doğrultusunda bir yol haritası belirlemesi gereklilik arz etmektedir. İleriye dönük olarak, diplomatik ilişkilerin derinleştirilmesi için siyasi irade ve ekonomik iş birlikleri kritik öneme sahip olacaktır.
Sonuç olarak, 105 yılı geride bırakan diplomatik ilişkiler, karşılıklı anlayış ve işbirlikleri sayesinde gelişmeye devam edecektir. Bölgesel istikrarın sağlanmasında her iki ülkenin rolü yadsınamazken, gelecekte de bu ilişkilerin nasıl evrileceği merakla beklenmektedir.