Mısır, son günlerde artan siyasi gerilim ve bölgedeki çatışmaların etkisiyle, Gazze’ye destek amacıyla düzenlenen yürüyüşleri engelleyerek dikkatleri üzerine çekti. Aktivistlerin, Filistin halkına destek olmak ve uluslararası kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla düzenledikleri bu olay, Mısır hükümetinin sert önlemleriyle karşılaştı. Gazze'deki insani durum ve artan şiddet olayları bağlamında, Mısır'ın bu tutumu tartışmalara yol açtı ve çeşitli insan hakları örgütleri tarafından kınandı.
Mısır hükümeti, ülkede kamu güvenliğini sağlamak adına her zaman sıkı önlemler almakta kararlı oldu. Gazze’ye yönelik yürüyüşlerin engellenmesi, bu güvenlik anlayışının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Aktivistlerin yürüyüşleri, henüz başlamadan önce, Mısır güvenlik güçleri tarafından durduruldu. Yürüyüşü organize eden grupların önceden belirlenen güzergahlarında toplanmalarına bile izin verilmedi. Bu durum, vatandaşların ifade özgürlüğüne yönelik ciddi kısıtlamalar anlamına geliyor.
Mısır’ın bu tutumunun arkasında yatan sebepler arasında, bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve hükümetin iktidarını koruma isteği yatıyor. Aktivistlerin birlik olma çabalarını boğmak ve sokaklardaki muhalefeti engellemek için başvurulan bu tür taktikler, bir yandan da ciddiyetle ele alınması gereken insan hakları meselelerini gündeme getiriyor. Hükümet, bu yürüyüşlerin kontrol edilmediği takdirde toplumsal huzursuzluk yaratabileceğinden korkuyor.
Mısır’ın bu uygulamalarına yönelik tepkiler, hem yerel hem de uluslararası arenada hemen kendini gösterdi. Uluslararası insan hakları örgütleri, Mısır’ı ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçluyor ve hükümetin bu gibi eylemlerinin, gazetecilik ve aktivizm açısından tehlikeli bir zemin oluşturduğunu belirtiyorlar. Başta insan hakları dernekleri olmak üzere pek çok organizasyon, Mısır hükümetine ve güvenlik güçlerine yönelik eleştirilerini artırıyor. Filistin’e bağlı yürüyüşlerin engellenmesi, bu tür protestoların bir ön izleme olarak değerlendirilmesine yol açtı.
Aktivist gruplar, Mısır hükümeti tarafından uygulanan baskıların kendilerini yıldırmadığını, aksine daha da motive ettiklerini belirtiyor. Yapılan yürüyüşlerin sadece birer gösteri değil, aynı zamanda Filistin halkının yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacı taşıdığını vurguluyor. Mısır’ın bu eylemi ise uluslararası toplumun Filistin davasına olan bakış açısını da sorgulamasına neden oldu. Mısır’ın kendi iç meseleleriyle ilgilenmesi gerektiği ve bu tür hareketlere izin vermesi gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Mısır’ın Gazze yürüyüşlerini engellemesi, birçok açıdan tartışmalara yol açan önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Aktivistlerin sesini duyurmak için bu tarz eylemlerle mücadele etmeleri gerekecek olsa da, bunun önünde duracak olan engellerin ve sınırlamaların aşılması hiç de kolay görünmüyor. Mısır için ifade özgürlüğü ve demokrasi yolunda uzun bir mücadele olduğuna dair bir giderek artan bir konsensüs var. Özellikle Gazze ve çevresindeki bölgesel dinamiklerin etkisiyle Mısır’ın durumu, sadece ülkenin iç işleyişini değil, aynı zamanda tüm bölgeyi de etkileyen karmaşık bir meseledir. Mısır’ın bu durumu göz ardı etmeden, Filistin meselesine yaklaşım ve destek verme konusundaki tavrı, gelecekteki siyasi denklemleri belirleyebilir.