Küçük bir köyde yaşayan marangoz Hasan Yılmaz’ın ani ölümü, hem yerel halkı hem de emniyet güçlerini derin bir araştırmaya iten gizemli bir olay haline geldi. 47 yaşındaki Hasan Yılmaz, sabah saatlerinde atölyesinden gelen kesik seslerle fark edildi. Komşuları, marangozun dükkânında hâlâ çalıştığını düşünerek kapısını çaldı, ama yanıt alamayınca kapıyı zorladılar. İçeri girdiklerinde, Hasan Yılmaz’ı yere yığılmış buldular. Olay, sağlık ekiplerinin gelmesiyle acil duruma dönüştü, ancak ne yazık ki hayatını kaybettiği belirlendi. Ancak olayın detayları, köydeki pek çok kişi için düşündürücü bir hâl aldı.
Hasan Yılmaz son günlerde, özellikle gece geç saatlere kadar çalışarak yoğun bir temposu vardı. Marangoz, köydeki eski evleri restore etme ve kişisel projelerine de yoğunlaşmıştı. Ancak, arkadaşları onun sabahları gergin ve düşünceli olduğunu belirtmişlerdir. Son zamanlarda işlerinde sıkıntılar yaşadığını ve bir gizemle alakalı sorular sorduğunu belirten komşuları, marangozun bu ruh halinin arkasında ne olduğuna dair fikir yürütmeye başlamışlardır. Arkadaşları, Hasan’ın elinde taşınma veya iş değişikliği ile ilgili kaygılar olduğuna dair söylentiler duyduklarını ifade ediyor. Ancak bu, köyde gözlemlenen diğer alışılmadık olaylarla birleştiğinde daha da merak uyandırıcı hâle geldi.
Köydeki birçok kişi, Hasan Yılmaz’ın ölümünün sadece bir kaza mı yoksa daha büyük bir olayın parçası mı olduğunu tartışmaya başladı. Olaydan sonra, yakın komşular broşürler dağıtarak köydeki herkesin olaya ışık tutması için yardım etmelerini talep etti. Yılmaz’ın son günlerde üzerinde çalıştığı projelerin, köydeki uzun zamandır eksik olan eski bir efsane ile bağlantılı olabileceği konuşuluyor. Kimilerine göre marangoz, köyün derinliklerinde yer alan ve “Kayıp Orman” olarak bilinen bir efsanenin sırrını çözmeye çalışıyordu. Efsaneye göre, bu ormanda kaybolan marangozların ruhlarının, ormana hapsolduğu ve bir gün dönecekleri söyleniyor.
Hasan’ın ölümünden sonraki günlerde, köyde yapılan bazı araştırmalar sonucunda, marangozun dükkanında bir takım el yazıları ve eski haritalar bulundu. Bu yazıların, Hasan’ın son projeleri ile bağlantılı olduğu düşünülmekteydi; ancak ne yazık ki bu belgeler, polis tarafından delil olarak toplanmadan önce kayboldu. Bu da özellikle köylüler arasında bir söylenti doğurdu; bazıları, bu el yazılarının kaybolmasının tesadüf olmadığını düşünüyor.
Olayın ardından köyde meydana gelen tartışmalar, komşular arasında derinleşti. Bazı köylüler, Hasan’ın ölümünü sıradan bir kalp krizi olarak görürken, diğerleri bunun ardında daha karanlık bir gerçek olduğunu iddia ediyor. Polis herhangi bir şüpheli durumla karşılaşmadıklarını belirtirken, Hasan’ın arkadaşları, onun gizemli ölümünün peşini bırakmayacaklarını söylüyorlar. Bu sır, sadece Hasan’ın son günleri değil, köydeki gelenekler ve efsanelerle de yakından ilgili.
Hasan Yılmaz’ın ani ölümü, köyde birçok insanın dillerinden düşmeyecek bir konu olmayı sürdürüyor. Köylüler, marangozun sırdan daha fazlasını taşıdığına inanarak, bu esrarengiz durumu aydınlatmak için ellerinden geleni yapacaklarına yemin ettiler. Süregelen tartışmalar, köyün kaderinin ve geleceğinin bu sır etrafında şekillenmeye başladığını gösteriyor. Yakın zamanda, bazı köylüler eski efsaneleri yeniden canlandırmayı ve Hasan’ın günlüğünden kalan ipuçları ile birlikte, “Kayıp Orman”ın peşine düşmeyi önerdi.
Sonuç olarak, marangoz Hasan Yılmaz’ın ölümü, köyde kalıcı bir bulmacaya dönüşerek, yaşamın ve ölümün sınırlarını sorgulamaya sürüklüyor. Bu olaydan sonra, birçok kişinin Hasan’ın ardında bıraktığı sırlar peşine düşmesi, köydeki yaşam tarzını köklü bir biçimde değiştirmiş durumda. Yaşananların neden olduğu merak duygusu, belki de köy halkını bambaşka bir hikâyenin içine sokacak. Kim bilir, belki de “Kayıp Orman” ve bilinmeyen sırlar, bir sonraki marangozun hikayesinde yeniden canlanacak.