Son günlerde, İsrail ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerde ciddi bir gerilim yaşanmakta. AB, İsrail’in politikaları ve özellikle insan hakları ihlalleri nedeniyle çeşitli yaptırımlar ve önlemler gündeme getirmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda, AB'nin masasında yer alan 10 seçenek arasında en dikkat çekeni, mevcut ortaklık anlaşmasının askıya alınması. Bu durum, Avrupa’nın İsrail’e olan tutumunu ve stratejisini köklü bir şekilde değiştirebilir. Ancak, bu yapılanmanın AB ülkeleri arasında nasıl bir etki yaratacağı ve uygulanabilirliği, tartışma konusu olmaya devam ediyor.
AB ile İsrail arasındaki ilişkiler, 1975 yılında başlamıştır. İlk olarak ortaklık anlaşmaları yapılmış ve bu çerçevede ekonomik, ticari ve siyasi iş birlikleri oluşturulmuştur. 1995 yılında imzalanan Avrupa-İsrail Ortaklık Anlaşması, iki taraf arasındaki ilişkilerin derinleşmesine olanak tanımış ve zamanla sosyal ve kültürel alanlarda da iş birliği geliştirilmiştir. Ancak, özellikle son yıllarda yaşanan olaylar, bu ilişkilerin derinliğini sorgular hale getirmiştir. 2021’de Gazze'de yaşanan çatışmalar ve sonrasında İsrail’in Filistin topraklarındaki genişlemesi, AB’nin tepkisini çeken başlıca unsurlar olmuştur. Bu noktada AB’nin tutumunu değiştirebilmesi, sadece İsrail ile değil, aynı zamanda Ortadoğu’daki diğer ülkelerle olan ilişkilerini de etkileyebilir.
AB’nin masasında bulunan 10 seçenek ise, birbirinden farklı ve etkilere sahip olabilecek kararlar içermekte. İşte bu seçeneklerden bazıları:
Bu seçeneklerin her biri, Avrupa Birliği’nin ve İsrail’in geleceğini etkileyebilecek çapta kararları içermektedir. Diğer NATO ülkeleri ve birliğe üye devletlerin de bu konuda nasıl tavır alacağı, AB içindeki tartışmaların seyrini belirleyecek. Türkiye gibi gündemdeki diğer ülkeler de bu gelişmeleri yakından takip ediyor. Uluslararası ilişkilerde bir istikrar sağlanması gerektiği gerçeği, hemen herkesin ortak görüşü olurken, tercihlerin uygulanması durumunda ortaya çıkacak muhtemel sonuçlar, ilerleyen zamanlarla netlik kazanacaktır.
Sonuç olarak, AB'nin bu 10 seçeneği değerlendirmesi, yalnızca İsrail ile olan ilişkileri değil, bölgedeki diplomatik dengeleri de etkileyecek bir süreç. Şu an için pek çok belirsizlik mevcutken, sessiz kalmak yerine aktif bir rol almayı seçen AB, uluslararası arenada önemli bir adım atma potansiyeline sahip. Bu süreç, hem Avrupa hem de Ortadoğu için kritik bir dönüm noktası olabilir.