Yemen’in başkenti Sana, geçtiğimiz günlerde ABD ordusunun düzenlediği bir hava saldırısıyla sarsıldı. Bu saldırı sonucunda 12 insanın hayatını kaybetmesi, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. Özellikle bölgede yaşanan iç savaş ve insani kriz göz önüne alındığında, bu tür operasyonların sonuçları çok daha derin bir etki bırakıyor. Saldırının arka plandındaki nedenler ve uluslararası tepkiler, gazetecilerin ve insan hakları savunucularının gündeminde yer alıyor.
Sana’da gerçekleştirilen hava saldırısının, ABD'nin Yemen’deki Husi milislerine yönelik bir operasyonun parçası olduğu belirtiliyor. Husi isyancıları, 2014 yılı itibarıyla Yemen’in birçok bölgesini kontrol altına alarak ülkede iç savaşı derinleştirmiş durumda. ABD ise Suudi Arabistan ile işbirliği içinde Husi güçlerini zayıflatmak amacıyla Yemen’de sık sık hava saldırıları düzenliyor. Bu tür askeri operasyonların, Husi milislerinin kontrolündeki bölgelerdeki stratejik hedefleri ortadan kaldırmayı hedeflediği ifade ediliyor. Ancak, bu tür saldırıların sivil kayıplara da yol açarak insani durumu daha da kötüleştirdiği eleştirileri giderek artış gösteriyor.
Yemen’deki bu hava saldırısının ardından uluslararası alanda gelen tepkiler de dikkat çekici. İnsan hakları kuruluşları, ABD’nin alelacele düzenlediği bu tür hava operasyonlarının sivil can kaybına neden olduğuna ve uluslararası hukuku ihlal ettiğine dikkat çekiyor. Yemen’deki durumun giderek daha da kötüleştiği, milyonlarca insanın açlık ve yoksulluk içinde hayatta kalmaya çalıştığı biliniyor. Özellikle Birleşmiş Milletler’in (BM) Yemen için yaptığı kıyamet senaryoları, saldırının ardından daha da korkutucu bir hâl alıyor. Bu noktada, saldırının ardından açıklamada bulunan bazı uluslararası liderler, Yemen’deki insani kriz için acil çözüm çağrısında bulundu ve askeri müdahalelerin durdurulması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, ABD’nin Yemen’deki askeri varlığına ve bu varlığın etkilerine yönelik eleştirikler de artıyor. Birçok uzman, ABD’nin Husi milislerine karşı yürüttüğü bu savaşın, uzun yıllar süren insan kaybı ve insani krizlerle dolu bir duruma yol açtığını ifade ediyor. Bu nedenle, bölgedeki çatışmanın durmasına yönelik diplomatik çabaların hız kazanması gerektiği vurgulandı. Özellikle, sivil halkın korunması ve insani yardımların ulaştırılması üzerindeki baskı daha da arttı.
Sana’daki saldırı, uluslararası medyanın gündeminde de geniş yer buldu. Saldırı sonrası yaşanan olayların detayları ve insani dram, birçok haber kaynağında ön plana çıktı. Gazeteciler, bölgedeki insanların yaşadığı zorlu koşulları ortaya koyarak, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor. Yemen’deki iç savaş, belirsiz bir geleceğe doğru sürüklenirken, sivil halkın karşılaştığı tehlikelerin boyutu her geçen gün artıyor.
Kısacası, ABD tarafından yapılan durumu eleştiren saldırılar, hem Yemen’in geleceğini hem de uluslararası ilişkileri derinden etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz gün gerçekleşen bu hava saldırısı, tıpkı önceki olaylar gibi Yemen’deki insani kriz üzerinde yeni bir damga bıraktı. Herkes, bu durumu daha fazla göz ardı etmemeli ve uluslararası toplumun sorumluluğunun bilincinde olarak hareket etmesi gerektiğini hatırlamalıdır.